Röportaj: SANATIN SICAĞINDA METALİ ERİTMEK
Sanatın Sıcağında Metali Eritmek
• Fizik mühendisisiniz. Neden heykeltıraşlık?
Çocukluğumdan bu güne hep resim ve 3 boyutlu obje yapmayı sevdim. Her çeşit zanaate ilgim vardı. Ve herhangi bir eşyaya baktığımda ilk aklıma gelen sorulardan biri “Nasıl yapılmış?” sorusuydu. Bu bağlamda neden sonuç ilişkilerini de merak eden bir çocuktum. Sorgulamak fizik bilimi için de sanat için de olmazsa olmaz. Fizik müh. eğitimi almak şu anda yaptığım meslekte ve hayatımın her kulvarında işimi kolaylaştırıyor, besliyor. Dolayısıyla ikisini ayrı yerlere koymuyorum. Bütününü seviyorum.
Diş hekimine gittiğinizde balkondan bir diş perisinin size gülümsediğini görseniz ne düşünürdünüz? Hele ki, diş hekiminden korkuyorsanız! Yolda yürürken tam da kaldırımın köşesinde oturan şirin bir köpeğin sizi süzdüğünü fark etseniz? Bir fizik terimi olan pozitronun heykelinin yapılabileceğini düşündünüz mü? Hem pozitron hem diş perisi hem de kaldırımın köşesinde oturan şirin köpek metal kullanılarak yapılan bir heykel. Metali sanatın sıcağında eriterek metale kişilik kazandıran ise heykeltıraş İskender Giray. İskender Giray’la bu röportajı yaparken kendisinin de katıldığı bir karma sergiyi ziyaret ettiğim de ortaya çıktı. İskender Giray’la sanat ve metal üzerine yaptığımız söyleşiyi okuduğunuzda sanatçıyı daha fazla merak edeceğinize eminim.
Sizin için heykel nedir? Toplumun sosyal ve fiziksel özelliklerinden yola çıkarak dile getirmek istediğiniz bir başkaldırı mı veya duygularınızın dışa vurumu mu?
İki şıkkın birleşimi. Olumlu veya olumsuz, toplumsal, sosyal ve fiziksel durumlarla değişen duygularımın dışa vurumu. Bir diyalog arayışı veya ortaya atılan bir sav.
Heykellerinizde neden metal kullanmayı tercih ediyorsunuz?
Metaller kadar ağır elementler öyle kolay oluşmuyor. Mesela bizim güneşimiz dünyadaki oran kadar ağır element oranına ulaşmadan sönecek. Yani bu kadar ağır elementin oluşması için çok daha büyük yıldızlara ihtiyaç var. Buradan yola çıkarsak bu yıldız bu elementleri yapan ve sonra sönüp patlayan yıldızın süreci milyarlarca yıl sürmüş olsa gerek. Bu insan zihni tarafından kavranması zor bir süre. Sonra buraya geliyorlar. Hem dünyanın, hem eşyalarımızın, hem de bizim ve tüm canlıların içinde onları ve bizi var eden bileşenlerden biri oluyorlar. Aslında bizden çok ama çok yaşlılar ve döngüdeler.
Biz onların hayat skalasında çok kısa uğrak noktalarıyız sadece. Bir araya gelince ise doğamıza göre sert, soğuk ve sağlam oluyorlar. Onu işleme tatlı sert bir tavır gerektiriyor. İşlemek onlardan daha sert malzemeler ve güçlü makinelerle mümkün. Ama işlediğiniz sırada malzemeye nezaketle dokunmanız gerekir . Hoyratlığa gelmez. Sonuç kötü üretim olur. Elinizdeki güçle nezaket göstermeniz gerekir. Günümüzde insan kalbinde pek rastlamadığımız bir erdem, paslanmaz ustasının elinde mevcuttur. Kalbinde de olana ne mutlu.
Ana materyaliniz olan metali nereden alıyorsunuz?
Yapacağım heykelin ihtiyacına göre, aralarında Kuzey Paslanmaz’ın da bulunduğu çeşitli tedarikçilerden temin ediyorum. Paslanmaz çelik için genelde Tuzla’ya, bakır için Ümraniye’ye, demir için Karaköy ve yine Ümraniye’ye gidiyorum.
Bizim bildiğimiz heykeltıraşların atölyelerinde genellikle mermer, kil veya seramik olur. Eserlerinde metal kullanan bir heykeltıraşın atölyesinde neler bulunur?
Kil yine değişmez öge olarak mevcut. Genel de metal işlesem de arada kompozit malzemeden de işler yapıyorum. Gün geliyor ahşap işlemeniz gerekiyor, gün geliyor deri. Dolayısıyla hemen hemen tüm malzemeleri işlemek için minimum donanıma sahip olmak gerekiyor. Bu donanımlar zamanla birikiyor. Genel olarak metal işlediğim için biraz daha sanayi tipi makinalar hacimleriyle ortama hakim olsa da aslında her malzemeyi işlemek için şekil değiştirebiliyor. Malzemeye ve istenen sonuca göre kaynak tekniği değişmeli dolayısıyla MIG, TIG, örtülü elektrot için ayrı kaynak makinaları bence olmazsa olmaz. Ben tehlikesi yüzünden hiç sevmesem de oksijen kaynağı da gerekli aslında. Çeşitli boyutlarda spiral motorları ve sütun matkap da olmazsa olmaz. Bunların yanına zengin bir metal atölyesinde olması gerekenler; şerit zımpara, polisaj makinası, torna, freze, kompresör ve pres… diye uzar gider.
Eserlerinizi ortaya çıkarırken bir ritüeliniz var mı? Mesela, ben röportajlarımı yazarken mutlaka müzik olsun istiyorum.
Bir ritüelim yok fakat ulaşmam gereken bir ruh hali var. O an o ruh haline nasıl girebileceksem onu yaparım. Bazen de yapamam ve o gün çalışamam. İdari işim varsa, mail cevaplamak gibi, onu yaparım. Ruh haline girmek için bazen müzik dinlerim, bazen yürürüm, bazen sessizlik gerekir.
Mesleğinizi sanatınıza yansıttığınız oluyor mu? Fizikle ilgili bir heykel yapmayı düşündünüz mü?
Fizik kavramlarıyla ilgili heykellerim var. “Kararsız Denge” ve “Pozitron” ama asıl mesleğimi sanatımın tekniğine yansıtmayı seviyorum ki zaten ilk soruda da yanıtladığım gibi bu bütün bir öğreti. Sentezi mesleğimin kendisi.
Metalin soğukluğunu aşk dolu bir heykele dönüştürdüğünüz oldu mu? Sonsuz aşkı ifade eden bir eseriniz var mı?
Ben her işimi aşkla yapmaya çalışırım ama metalin soğukluğunu aşk dolu bir heykele çevirip çevirmediğimi ancak izleyen kişi söyleyebilir bence. Aşkla ilgili bir eserim var, “Gül – Bülbül”, o da eleştirel bir yaklaşımla yapılmıştı.
Metali mitolojiyle birleştirmeyi hiç düşündünüz mü? Mitolojik tasvirlere göre anlatılan Medusa’nın veya Pandora’nın heykeli metal kullanılarak yapılabilir mi?
Metal veya herhangi bir malzemeyle aklınıza gelebilen her figür yorumlanabilir tabii. Mitolojik göndermeler, öğeler eserlerimde kullanıyorum. En son yaptığım Filli Su Saati eserimde de iki ana figürden biri Çin ve diğeri Anadolu mitolojisinden.
Sokak sanatçılığı yanınız da var. Sokağa yaptığınız heykelleri neye göre tasarlıyorsunuz? Sosyal olaylara göre mi yoksa isteğe göre mi?
O sırada beni meşgul eden sosyal olaylar veya yerine göre baktığım alanda eksik gördüğüm detayı tamamlama isteği.
Sokak canlarından biri olan Tarçın’ın heykeli çok ilgi topladı. Tarçın’ın heykeliyle hedefinize ulaşabildiniz mi?
Tarçın mahallemizde çok sevilen bir candı. Onu anmak ve onun vasıtasıyla Hayvan Hakları konusundaki yaraya dikkat çekmekti amacımız. Bu noktada dikkat çekmeyi başarsak da Hayvan Hakları Yasası konusunda hiçbir ilerleme yok maalesef.
Tarçın’ın heykelini yaparken bronz kullanmışsınız. Metal kullanarak bir sokak canı yapmayı düşünür müsünüz?
Bronz da metal alaşımı ama sorunuzu sanırım anladım. Benim alışageldik sokak işlerimdeki teknikle de yapılabilinirdi tabii ama bu şekilde Tarçın’ı tanıyan herkes için bir anlam ifade ediyor. O teknikle yapacağım heykelin anlamı farklı bir cümleye tekabül ederdi.